Çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik problemlerinin en başında “özgüven eksikliği” yer alıyor. Bir çok yaşadığımız sorunun altından özgüven eksikliğimiz çıkıyor. Nedir bu özgüven birlikte yazımızda bir göz atalım.

Özgüven; kendimiz ve yeteneklerimiz hakkında pozitif ve gerçekçi bir anlayışa sahip olduğumuz anlamına gelmektedir. 

Özgüveni yüksek olan kişi değiştiremeyeceği şeyleri kabul eden, değiştirebileceği koşulları değiştirecek cesareti gösteren ve değiştirebileceği koşullarla değiştiremeyeceklerini ayırt edebilecek bilgeliğe sahip bir insandır. Huzurludur, mutludur ve çevresini de mutlu eder.

 Özgüveni Yüksek Olan Kişilerin Ortak Özellikleri Şu Şekildedir;

  • Daha kararlı, aldığı kararların arkasında durabilen veya kararlarının sonucunu yaşayabilen kişilerdir.
  • Kendisini ifade etme yöntemleri diğer kişilere oranla daha yüksektir.
  • İş hayatında ve günlük yaşamda daha başarılı olmaya gayret eden kişilerdir.
  • Kişi çevresindekilerle daha fazla etkili iletişim içerisindedir. 
  • Özgüveni yüksek kişilerin, mutlu olma, kendini gerçekleştirme noktasında çabaları daha fazladır.
  • Bu kişiler  etrafında daha sevilen insanlardır. Çünkü ifade yetenekleri yüksek olduğu için insani ilişkileri gelişmiştir.
  • Özgüvenli kişiler, diğer insanlara pozitif enerji verir.
  • Özgüvenli olmak, kişinin herhangi bir durumda nihai kararı kendinin vermesini sağlar.

Özgüven Eksikliği Nedir?

Özgüven eksikliği ise; kendinden şüphe duymak, pasiflik, boyun eğme, aşırı uyum gösterme, yalnızlık, eleştirilere karşı hassas olma, güvensizlik, depresyon, aşağılık duygusu ve sevilmediğini hissetme gibi kavramlarla tanımlanabilir.

Özgüveni düşük kişi, kendisini başarılı hissetmek için başkalarının onayına ve beğenisine ihtiyaç duyar. Başarısızlıktan korkar ve mücadeleden kaçar, eleştirilere tahammül edemez.

Özgüven eksikliğinin genellikle kişinin erken dönem çocukluk deneyimleri ile alakalı olduğu yapılan araştırmalar da öne sürülür. Örneğin genellikle korumacı tutuma sahip ebeveynlerin çocukları, özerklik duygusunu yeterince tatmadığı için ileride kendi başına karar almakta zorluk yaşama ve kendini ifade etmede güçlük çekme eğiliminde olurlar. Benzer şekilde çocuklukta, sürekli başarısız ve beceriksiz olduğu yönünde söylemlere maruz kalan kişilerin yetişkinlik döneminde “özgüven eksikliği” yaşama ihtimali daha yüksektir.

Özgüven Oluşumunda Etkili Olan Faktörler Nelerdir?

Özgüven oluşumunda etkili olan bir çok faktör vardır. Bunlardan en önemlisi “aile tutumları dır”. Çünkü çocuğun hayatında en çok etkili olan kişiler aile üyeleridir. 

Aile Tutumları; Aile tutumları kendi içerisinde 4’e ayrılır: aşırı koruyucu, otoriter, tutarsız ve demokratik.

Aşırı koruyucu ailelerde; anne ve baba, çocuğa gereğinden fazla ilgi göstererek çocuğun kendine ait özel bir alanı olmasına engel olur. Bu tutum, çocuğun özerkliğini kazanmasını önler.

Otoriter ailelerde; ebeveynler çocuğa karşı baskıcı bir tutum sergiler. Bu aile yapısında çocuğa karşı güç kullanma, tehdit etme gibi olumsuz davranışlar söz konusudur. Bu davranışlar, çocuğun özgüven gelişimini olumsuz etkileyen faktörler arasında bulunur.

Tutarsız ebeveyn tutumunda; ebeveynlerden biri çocuğa baskıcı yaklaşırken diğeri aşırı serbest bırakabilir. Bu durum çocuğun davranışlarını anlamlandırmasına engel olur. Tutarsız ebeveyn davranışlarına maruz kalan çocuklar ileride kendileri de tutarsız ve öz güvensiz davranışlar sergiler.

Demokratik ebeveyn tutumunda; ise çocuğun atılganlığını destekler ve düşüncesini özgürce ifade edebildiği bir ortamda yetişmesini sağlar. Böylece çocuk ileriki yaşlarda hem kendisinin hem de başkalarının sınırlarını gözeterek hareket eder.

Öğretmen Tutumları; Etkili faktörlerden bir diğeri ise öğretmen tutumlarıdır. Çünkü çocukların sosyal ortamlarında ki etkili kişi öğretmenleridir.

Öğretmen tutumlarının çocuğun başarısını destekleyici nitelikte olması, çocuğun özgüvenini arttırırken öğrenciler arasında ayrımcılık yapan öğretmenlerin tutumu ise çocuğun başarısını ve özgüvenini olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

Sosyo-ekonomik Düzey; Araştırmalara göre sosyoekonomik düzeyi yüksek olan kişilerin özgüveni daha yüksektir. Sosyoekonomik düzeyin iyi seviyede olması, kişinin kendisiyle ilgili yeterlilik algısını arttırmaktadır. Dolayısıyla özgüveni etkileyen faktörlerden bir diğeri sosyoekonomik düzey olarak açıklanabilir.

Beden Algısı; Kişinin kendi bedenini nasıl gördüğü ve kendi bedeniyle ilgili geliştirdiği yargılardır. Örneğin zayıf biri zayıflığından şikayetçi ise, boyu kısa olan biri boyunun kısa olmasına ilişkin olumsuz düşüncelere sahipse beden algısı düşüktür.

Beden algısının düşük olması, kişinin benlik saygısını ve öz güvenini olumsuz anlamda etkiler. Ancak bedeniyle barışık olan ve kendini bu şekilde kabul eden kişilerin özgüveni daha yüksektir. Dolayısıyla beden algısı da özgüvenin oluşmasını etkileyen faktörler arasında bulunur.

Mükemmeliyetçilik; Kişinin hiçbir koşulda hata yapmak istememesi ve mevcut durumun en iyisine ulaşmayı hedeflemesidir. Bu durum, zamanla kişide yetersizlik algısına neden olur ve özgüven eksikliğine yol açabilir. Kısaca mükemmeliyetçilik ve özgüven arasında ters orantı vardır. Mükemmeliyetçilik artarsa özgüven düşer, özgüven artarsa Mükemmeliyetçilik düşer.

Kaygı Düzeyi; Özgüvenin oluşmasını etkileyen faktörler arasında bulunan bir diğer maddedir. Kişi ne kadar kaygılıysa özgüvenli olma ihtimali o kadar düşük olacaktır. Çünkü yüksek kaygı da tıpkı mükemmeliyetçilik gibi kişinin harekete geçmesini ve kendi potansiyelini ortaya koymasını engeller. Ancak kaygı düzeyini kontrol edebilen kişilerin kendine güveni daha yüksektir.

Şiddet ve Travma; Özgüvenin oluşmasını etkileyen faktörler arasında kişinin yaşadığı travmalar da etkilidir. Örneğin ailesinden şiddet gören bir çocuk ya da flört şiddetine maruz kalan bir kadının özgüveni düşük olur. Çünkü bu kişiler kendini savunmasız hisseder. Bu konuda bilinçlenmek son derece önemlidir. 

Örneğin toplumumuzda çocuğa yönelik ihmal ve istismar ne yazık ki çok yaygın bir problemdir. Bu sorun, çocuğun psikososyal gelişimini olumsuz yönde etkiler ve çocuğun ilerleyen zamanlarda ciddi bir özgüven problemi yaşamasına sebebiyet verecektir. Bundan dolayı çocuğun psikolojik destek alması en hızlı şekilde sağlanmalı ve toplumda bu konuda bilinçlendirilmelidir.

Fiziksel Rahatsızlıklar; Fiziksel rahatsızlık yaşayan ya da bedensel engellilik durumu olan kişilerin özgüveni genellikle diğer bireylerden daha düşüktür. Çünkü farklı olmak, farklı görünmek hepimizi zorlayan insanların bakışlarını üzerimize toplayan bir durumdur. Herhangi bir kaza, yaralanma, travma sonrasında bedeninde hasar oluşan çocukların özgüven eksikliği yaşama ihtimali daha yüksektir. Çünkü bedensel sorunlar kişinin dış görünüşünü etkiler ve sosyal ortamlarda çekingenlik yaşamaya neden olabilir. Bu tip durumlar ile karşılaşan kişilerin psikolojik destek alması oldukça önemlidir.

Peki, Özgüveni Arttırmak için Neler Yapmak Gereklidir?

  • Kendinizi daha olumlu değerlendirmenin yollarını bulmaya çalışın. Tabi ki bahsettiğimiz şey kendimizi hatasız görmek değildir. Artılarımızı ve eksilerimizi bilip, artı olan kısımlarımıza odaklanıp, onları arttırmaya çalışmak gerekir.
  • Gerçekçi hedefler koymaya odaklanılmalıdır. Bu büyük hedeflerimiz olmamalıdır anlamına gelmiyor. Büyük hedeflerimize ulaşmak için önce küçük adımlar belirlemek gerekir. Benim hep danışanlarıma söylediğim gibi “Günlük hedeflerimiz, haftalık hedeflerimizi, haftalık hedeflerimiz aylık hedeflerimizi, aylık hedeflerimiz de bizi yıllık hedeflerimize ulaştırır.”
  • Bir şeyi başardığımızda başarımızı “yok saymak” yerine kendimizi “tebrik etmeyi” öğrenmemiz gerekir. 
  • Kötü veya üzücü bir durum yaşandığında, olumsuz düşüncelerinizin farkında olun. Durumu o günün koşullarına göre değerlendirmeyi unutmayın.
  • Hayatımızın her alanında mükemmel olamayacağımızı, mükemmel bir insanın bulunmadığını bizim de iyi ve olumlu yönlerimiz olduğunu sık sık kendimize hatırlatmalıyız.
  • Yaptığınız ve başardığınız şeyleri şansa bağlamayın. Başarılı olanın ve takdir edilmesi gerekenin biz olduğumuzu unutmamalıyız.
  • Fikirlerinizi savunun. Diğer bir deyişle, başkalarının haklarını ihlal etmeden, kendi duygularınızı, düşüncelerinizi, inançlarınızı, ihtiyaçlarınızı, dürüst ve net bir şekilde ifade etmeyi öğrenin.
  • Haklarınıza sahip çıkmayı öğrenin ve sizin için uygun olmayan isteklere ve durumlara “hayır” deyin. “Hayır” demek sizi kötü insan yapmaz. Aksine kendisine ve isteklerine değer veren birine dönüştürür. Bu durum da otomatikman özgüveninizi arttırır.
  • Yaşamınızda değiştirmek istediğiniz durumların bir listesini çıkartın. Daha sonra bunları düzeltmenin, iyileştirmenin veya değiştirmenin yollarını yazın. Bütün sorunlarınız tabii ki bir anda kolay ve hızlı bir şekilde çözülemez ama harekete geçebileceğiniz bazı alanlar da olacaktır.








Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir